Erkek çocuklarda kızlara göre daha sık görülen otizm, hastalıktan çok nörogelişimsel bir durum olarak adlandırılıyor ve toplumdaki sıklığı her geçen gün artıyor.
İdeal olarak 18-24 ayda tanı almış; yoğun özel eğitim ve davranışsal terapi görmüş çocukların yüzde 50’sinden fazlasında belirgin düzelme sağlanabiliyor.
Otizmli bir çocuk 2 yaşında haftada 40 saat eğitim alırsa, 5 yaşında normal anaokuluna gidebilme ihtimali yüzde 60’ın üzerine kadar çıkabiliyor. Ancak terapilerin 5 yaşında başlaması durumunda bu oran yüzde 5’in altına düşebiliyor. Dolayısıyla erken tanı ve eğitim, otizmli bir çocuğun geleceğini tamamen değiştirebiliyor.
Antalya'da özel bir hastanenin Çocuk Nörolojisi Bölümü’nden Uzm. Dr. Filiz Mıhçı, Sağlık Bakanlığı’nın “Otizm Eylem Planı” kapsamında yer alan “16-23 Aralık Otizm Farkındalık Haftası” nedeniyle, otizm hakkında önemli bilgiler verdi.
Otizmi yönetmek bir ekip işidir
Otizm spektrum bozukluğun, doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk 3 yılında belirti veren nörogelişimsel bir durum olduğunu söyleyen Mıhçı, "Son yıllarda tanı alma yaşının düşmesi ve tanı kriterlerinin genişlemesi sayesinde her 36 çocuktan birine otizm tanısı konulmaktadır. Otizm, doğru yaklaşım ve düzenli takip ile yönetilebilen bir durumdur. Çocuk nörolojisi uzmanı tarafından çocuğun gelişimsel değerlendirmesi yapılmalı, eşlik eden nörolojik durumları taranarak tedavisi düzenlenmeli, gerekli testleri planlanmalı ve aileler uygun eğitim programlarına yönlendirilmelidir. Otizm bir hastalık değil, farklı bir beyin kablolamasıdır ve bu kabloları yeniden düzenlemek için en sihirli dönem 1-4 yaştır. O yaşlarda beynin plastisitesi o kadar yüksektir ki; haftada 25-40 saat doğru eğitimle birçok çocuk konuşmayı, göz teması kurmayı, sarılmayı, hatta arkadaş edinmeyi öğrenebilir." dedi.
Çocuğunuzu gözlemleyin, belirtileri fark edin!
Otizm Spektrum Bozukluğunun (OSB), sözel ya da sözel olmayan iletişimde zorluk yaşanması ile karakterize nörogelişimsel bir durum olduğunu söyleyen Mıhçı, "Otizmde belirtiler çoğu zaman yaşamın ilk 12–24 ayında gözlemlenebilir." ifadesini kullandı.
6 maddeye dikkat
Mıhçı, "Aşağıdaki sorulardan 2 veya daha fazlasına 'hayır' diyorsanız, lütfen hemen bir Çocuk Nöroloji veya Çocuk Psikiyatrisi uzmanına gidin. Birkaç aylık gecikme bile bir çocuğun hayatını değiştirebilir." dedi ve şu 6 maddeyi sıraladı:
"Çocuğunuz 12 aylıkken gülümsediğinizde gülümsüyor mu?
İsmini söylediğinizde dönüp bakıyor mu?
Parmağınızla bir şeyi gösterdiğinizde o da o yöne bakıyor mu?
18 aylıkken en az 6-10 kelime konuşuyor mu?
Oyuncak arabayı tekerleğinden tutup sürekli çevirmek yerine sürmeye çalışıyor mu?
Parmak ucunda yürüyüp, sürekli aynı beden hareketlerini tekrarlıyor mu?"
Çocuğun yetenek ve ihtiyaçlarına göre tedavi planlanır
Küçük yaşlarda yoğun ve sürekli eğitim programları ile davranış terapilerin, çocukların kendine bakabilme, sosyal ve iş becerileri kazanabilmesine yardımcı olduğunu belirten Mıhçı, "Böylece işlevselliği artırır, belirtilerin şiddetini ve uyumsuz davranışları azaltır. Aile desteği ile birlikte erken yaşta çocuğun yeteneklerine ve ihtiyaçlarına göre başlanan bireysel ve grup olarak özel eğitim programları hazırlanması, uzman kişilerce uygulanması günümüzde bilinen esas tedavi yöntemidir. Özel eğitim ve ekip çalışmasını gerektiren tedavi uzun sürelidir ve ekipte çocuğun kendi doktoru, özel eğitimcisi, konuşma uzmanı, çocuk psikiyatri ve çocuk nöroloğu mutlaka bulunmalıdır. Uygulanacak olan ilaç tedavileri ise otizme eşlik eden ve varsa mevcut problemleri azaltmaya yöneliktir." (İLKHA)





